Site icon Müzikli Dünya www.hupankan.com

Atatürk’ün Açtığı Müzik Kurumları ve Atatürk’ün Müzik İlkeleri Doğrultusunda Yapılan Çalışmalar

Ankara’da Musiki Muallim Mektebi kuruldu (1924).

Mızıka-i Hümayun Ankara’ya taşınarak Riyaset-i Cumhur Musiki heyeti adını aldı(1924)

İstanbul Belediye Konservatuvarı kuruldu(1926).

Ankara Devlet Konsevatuvarı kuruldu(1936).

Gazi Terbiye Enstitüsü Müzik Bölümü kuruldu(1937)

Ankara’da Askeri Müzik Okulu öğretime açıldı(1938)

Musiki Muallim Mektebi

1924 yılında ortaöğretime müzik öğretmeni yetiştirmek amacıyla Ankara’da doğrudan Maarif Vekaleti’ne (Millî Eğitim Bakanlığı) bağlı olarak kurulmuş ortadereceli bir eğitim kurumudur.

Türkiye’de müzik öğretmeni yetiştiren ilk kurumudur. Zamanla sanatçı yetiştirme işlevini de üstlenen kurum Ankara Devlet Konservatuvarı’na dönüşmüş; 1938-1939 döneminde müzik öğretmeni yetiştirme işlevini Gazi Eğitim Enstitüsü içinde bulunan Müzik Şubesine bırakmıştır.

Tarihçe

Musiki Muallim Mektebi, orta dereceli okullara müzik öğretmeni yetiştirmek amacıyla 1 Eylül 1924 tarihinde kuruldu ve Cebeci’de bulunan üç kerpiç evden oluşan bir otel binasında. 1 Kasım 1924’te hizmete girdi. 1924-25 yılı okulun deneme yılıydı, okulun talimatnamesi 29 Temmuz 1925’te yayınlandı ve 1925-1926 öğretim dönemi başında gerçek anlamda müzik öğretmeni yetiştiren bir kurum haline geldi.

Musuki Muallim Mektebi, ilkokul üzerine dört yıllık ve iki yıllık iki devreden oluşan bir eğitim süresine sahip bir okul olarak hizmete girmişti. Okulun ilk kadrosu Riyaseticumhur Filarmoni Orkestrası üyelerinden oluşuyordu. İlk öğrenci kadrosu ise Erkek Muallim Mektebi’nden seçilmiş olan 6 kişiden ibaretti. Öğrenci kadrosu daha sonra İstanbul Balmumcu’daki Öksüz Yurdu’ndan getirilen öğrencilerle arttırıldı. 1927-28 yılından itibaren yatılı öğrenci kabul edilmeye başlandı.

Okul binası, 1928 yılında mimar Ernst Arnold Egli tarafından projelendirildi ve başkentteki rasyonel-modernist akımın en önemli sembollerinden birisi oldu.Bina, sadece eğitim kurumu olarak değil, aynı zamanda bir konser salonu ve fuayesini, idari ofisleri, sınıfları, yemekhaneyi, yurtları, çalışma ve okuma odalarını içeren bir kompleks olarak hizmet verdi. 1938’de Devlet Konservatuvarı, 1985 yılında Mamak Belediyesi Hizmet Binası halini alan bina, günümüzde Mamak Kültür Merkezi olarak kullanılmaktadır.

Okulun kurucu müdürlüğünü Zeki Üngör üstlendi. Sanatçı, 1934 yılında emekliye ayrılana kadar 10 yıl boyunca bu görevi sürdürdü.

1933 yılında Muski Muallim Mektebi’nda müdür Zeki Bey ve öğretmenlerden oluşan, başkanlığını Millî eğitim Bakanı Hikmet Bayur’un yaptığı bir komisyon tarafından hazırlanan “Millî Musiki ve Temsil Akademisi Kanun Tasarısı”’nın 1934 yılında TBMM’de kabul edilmesi üzerine yeni bir akademi kuruldu. Muallim Mektebi de bu akademinin bir parçası oldu.

1936 yılında okulun bünyesinde “Musiki Muallim Mektebi Temsil Sınıfları” adı altında bir konservatuvar oluşturuldu; böylece zamanla okul öğretmen yetiştirmenin yanı sıra sanatçı yetiştirme amacıyla hizmet vermeye başladı. Artık bir konservatuvara dönüşmüş olan kurum, 1938-39 öğretim yılından itibaren müzik öğretmeni yetiştirme işlevini “Gazi Orta Muallim Mektebi ve Terbiye Enstitüsü” bünyesinde Alman müzisyen Eduard Zuckmayer gözetiminde kurulan üç yıl süreli Müzik bölümüne bıraktı.1982 yılında Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi bünyesine katılmıştır

Kaynakça

Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası

Türkiye’de çok sesli müziği yayma, tanıtma sevdirme, Türk bestecilerin eserlerini yurtdışında seslendirme amaçlarına hizmet eden Ankara’da yerleşik senfoni orkestrasıdır. Dünyada, kuruluşundan itibaren varlığını kesintisiz sürdüren en eski orkestralardan biridir.

Tarihçe

1826’da Osmanlı padişahı II. Mahmut devrinde İstanbul’da batılı bir bando oluşturmak düşüncesiyle “Mızıka-ı Hümayun” adı ile kurulan topluluk, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın temelini oluşturur. Mızıka’ı Humayun 1924 yılında Atatürk’ün isteği ile Ankara’ya taşındı ve 1932 yılında “Riyaset-i Cumhur Filarmoni Orkestrası” adını alarak Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak hizmetlerine devam etti. 1957 yılında Riyaset-i Cumhur Senfoni Orkestrası adını almış orkestra günümüzde Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlıdır.

Osmanlı Dönemi

Mehter takımı yerine batılı bir askerî bando oluşturmak için kurulan Mızıka-ı Hümayun, zamanla çeşitli müzik, sahne sanatı ve eğlence dallarını bünyesinde toplayan bir örgüt olmuştu. Orkestranın başına başlangıçta İstanbul’da yaşayan Fransız uyruklu bir sanatçı getirildiyse de yetersiz olduğu görülünce Sardunya Hükümeti’nin tavsiyesi üzerine davet edilen Giuseppe Donizetti 17 Eylül 1828 tarihinde İstanbul’a gelerek Orkestra Şefliği’ne atandı. Donizetti, 1856’daki ölümüne kadar görevini sürdürdü. Donizetti’nin yerine İtalyan sanatçı Callisto Guatelli orkestranın yönetimine getirildi. Callisto’nun 1899’da ölümünden sonra Aranda Paşa orkestrayı yönetti. 1908 yılında flütist Saffet Atabinen ilk Türk şef olarak orkestranın başına geçti ve orkestraya yenilikler getirdi.

Mızıka-ı Humayun’un ilk parlak sanatsal yükselişi, 1919 yılında 60 kişilik kadrosu ile Avrupa kentlerinde verilen konserler ile gerçekleşti. Konser öncesinde Mızıka-ı Humayun yönetciliği ile orkestra şefliği birbirinden ayrılarak Osman Zeki Üngör ilk defa bağımsız bir orkestra şefi olarak göreve başlamış, Türk Kurtuluş Savaşı yıllarında orkestra, Osmanlı Padişahı’na bağlı bir kurum olarak varlığını devam ettirdi, saltanat kaldırılınca halifeye bağlandı ve Makam-ı Hilafet Mızıkası adını almıştır.

Cumhuriyet Dönemi

Hilafetin kaldırılmasında 8 gün sonra, 11 Mart 1924’te orkestra, TBMM’nin karşısındaki binada ilk konserini verdi. Yeni hükümetin önünde ilk sınavını böylece veren orkestra, 27 Nisan 1924 tarihinde dönemin Türkiye Cumhurbaşkanı Atatürk’ün emri ile Ankara’ya taşındı. Osman Zeki Üngör’ün yönetiminde çalışmalarına devam eden orkestra, Türk Ocağı’ndaki konserlerin yanı sıra radyo konserlerine ağırlık verdi.

Cumhuriyet dönemindeki ilk yurtdışı turnesi 1926 yılında gerçekleşti. “Karadeniz Gemisi”ndeki Yerli Malı Sergisi’nin Avrupa sahil şehirlerine yaptığı 4 aylık geziye katılan orkestra büyük ilgi gördü. Yine Türkiye Cumhuriyeti Millî Savunma Bakanlığı’na 1932 yılına kadar bağlı olarak çalışmayı sürdüren orkestra, 23 Haziran 1932 tarihinde Zeki Üngör’ün çabaları ile Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlandı. Riyaset-i Cumhur Filarmoni Orkestrası adını alarak cumhuriyet ile özdeşleşti. Bu adın alınması ile bando ve orkestra kesin olarak birbirlerinden ayrıldı. Zeki Üngör 1934’te orkestradan ayrıldı.

Orkestra Yönetimi

Orkestrada idari ve sanat otoritesi 1951 yılına kadar tek şefte toplanmış. Orkestra sanatçıları aynı yıl kendilerine bir yönetim kurulu seçtiler. Bu yönetim şekli 1957’de “Kuruluş Özel Yasası” ile resmileşmiş, orkestra yönetimi yönetim kurulu ve teknik kurul olmak üzere iki organa ayrılmış, her sene tekrarlanan bir seçimle orkestrayı yönetecek 5 kişilik yönetim kurulu belirlenmeye başlanmış ve seçilen yönetim kurulu orkestranın senelik programını belirlemeye, teknik kurul ise yabancı şef ve solistlerin seçimini yapmaya başlamıştır.

Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası şefleri

TarihOrkestra şefleri 
1924–1934Zeki Üngör 
1934-1946Adnan Saygun 
1935-1946Ernst Praetorius 
1946-1952Hasan Ferit Alnar 
1957-1959Robert Lawrence 
1960-1962Bruno Bogo 
1960-1963Otto Matzerah 
1963-1971Gotthold E. Lessıng 
1971-1975Jean Perisson 
1977-1982Tadeusz Strugala 
1982-1986Hikmet Şimşek 
1988-1999Gürer Aykal 
2007-günümüzRengim Gökmen 

Konser Salonu

Orkestra, çalışmalarını 1961 yılında kendisine tahsis edilmiş ve 1962’de konser salonuna dönüştürülmüş olan binada sürdürür. Söz konusu bina Gençlik Parkı’nın güneyinde, Talatpaşa Bulvarı üzerindedir. 1995’te mevcut konser salonu ile Ankara Adliyesi arasındaki bölgede temeli atılan yeni binanın inşaatı devam etmektedir. Binanın 2013 yılında bitirilmesi planlanıyor. Bina bitirildi ve faaliyettedir. (CSO Ada Ankara, 03 Aralık 2020)

Yardımcı şefler

Kaynakça
  1. ^ Tarihçe: “Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası” CSO.gov.tr sitesi, (Erişim tarihi: 7 Nisan 2014)
  2. ^ CSO’nun yeni direktörü Rengim Gökmen, Milliyet (10 Ocak 2007)
  3. ^ Gül Keskin, AKM’de sessiz değişim, (17 Ekim 2007)
  4. ^ “Seçim Aydın, Günay’ı Yalnız Bırakmayalım”turizmdebusabah.com. 1 Nisan 2012. 26 Mayıs 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi.

İstanbul Belediye Konservatuarı

Tarihçe

1914 yılında Osmanlı Devleti’nin başkenti İstanbul’da tiyatro eğitimi için Darülbedayi adlı okul kurulmuştur. İstanbul Şehremini Belediye Başkanı Cemil Paşa’nın girişimi ile İstanbul’a getirilen, Paris’teki Odeon Tiyatrosu müdürü Andre Antoine’ın kurduğu Darülbedayi’nin bünyesinde bir de müzik bölümü yer alıyordu. Bu kurum, Dârülelhan’ın hazırlayıcısı olmuştur.

Dârülelhan, Maarif Nezareti’ne bağlı okullarda müzik öğretmenliği yapmak üzere hem Türk hem Batı müziğini bilen öğretmenler yetiştirmek amacı ile 1917’de kurulmuştur. 1927’den itibarem İstanbul Belediye Konservatuvarı adı altında faaliyet göstermiştir. 1986 yılında İstanbul Üniversitesi bünyesine katılmıştır.

İstanbul Belediye Konservatuvarı

Darülelhan’ın 1927’de yeniden düzenlenmesiyle oluşturulmuş, İstanbul Belediyesi’ne bağlı konservatuvardır. Darülelhan’da ağırlık geleneksel türk müziği eğitimindeyken, 1927’de okul yalnızca batı müziği eğitim veren bir kuruma dönüştürüldü. Kapatılan türk müziği bölümünün öğretim üyeleri, Türk musikisi tasnif heyetinde görevlendirildi. 1931’de Avusturyalı Joseph Marx’in raporları doğrultusunda konservatuvada bazı reformlar yapıldı.

1943-1948 arasında müdürlük yapan Hüseyin Sadettin Arel, Türk müziği bölümünü yeniden açtı, batı müziği bölümünü yeniden düzenleyerek Avrupa konservatuvarları düzeyine yükseltmeye çalıştı. Arel’in yönetimi sırasında şehir orkestrası ve şehir korosundan sonra Türk musikisi icra heyeti de kuruldu.

Konservatuvarda günümüzde besteleme (kompozisyon), üflemeli çalgılar, yaylı çalgılar, orkestra yönetimi, vurmalı çalgılar, piyano ve şan alt bölümlerini kapsayan müzik bölümünün yanı sıra tiyatro ve bale bölümleri de eğitim vermektedir. Okulun etkinlikleri arasında öğrencilerden ve öğretmenlerden oluşan grupların, Türk musikisi icra heyetinin ve Türk halk musikisi topluluğunun konserleri ile Çağdaş bale topluluğunun gösterileri de anılmaktadır.

1986’da İstanbul Üniversitesi’ne bağlanarak YÖK kapsamına alınan okulun adı İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı olarak değiştirildi.

Kaynakça

 

Ankara Devlet Konservatuvarı

Tarihçesi

Hacettepe Üniversitesi’ne bağlı müzik ve sahne sanatları okulu.

Cumhuriyet’in ikinci yılında Ankara’da müzik öğretmeni yetiştirilmesi amacıyla “Musiki Muallim Mektebi” açılmasını takiben, Atatürk’ün direktifleriyle müzik ve sahne sanatlarının gelişmesi için, Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı bir konservatuvar kurmak amacıyla 1934 yılında, Berlin’de öğrenci müfettişi olan Cevat Dursunoğlu’nu görevlendirdi.

1935 yılında ünlü besteci Prof. Paul Hindemith ile anlaşma yapıldı. Bu anlaşmaya göre Hindemith, Türkiye’de müzik kurumlarının yeniden yapılandırılması işlerinde danışman olarak incelemelerde bulunup, konservatuvarın kuruluş esaslarını hazırlayarak bir rapor verecekti. Hindemith 6 Nisan 1935 yılında yurdumuza gelerek, bir yıl ara ile iki incelemede bulundu. Bu incelemeler sonucunda konservatuvarın; serbest müzik okulu (konservatuvar), öğretmen yetiştiren okul (Musiki Müallim Mektebi) ve tiyatro okulundan oluşmasına karar verdi. Bu nedenle konservatuvarın tiyatro ve opera bölümünü kurmak üzere Almanya’dan Prof. Carl Ebert getirildi.

Konservatuvar önce Musiki Muallim Mektebi içerisinde açıldı. 6-12 Mayıs 1936 tarihleri arasında öncelikle Musiki Muallim Mektebi öğrencileri sınavdan geçirilerek, kimileri tiyatro, kimileri de müzik bölümüne alındı. 1 Kasım 1936 tarihinde de öğrenime başlandı. 1938 yılında, Müzik öğretmeni yetiştirilen bölüm Gazi Eğitim Enstitüsü’ne bağlanarak konservatuvardan ayrıldı ve 1940 yılında da konservatuvar yönetmeliği kabul edilerek yürürlüğe girdi.

Devlet tarafından davet edilen ve batılı anlamda bir bale okulunun açılmasına öncülük eden Dame Ninette de Valois, İstanbul’da “Yeşilköy Bale Okulu” olarak bilinen “çekirdek kuruluş” özelliğindeki okulla dans stüdyolarının çekirdeğini oluşturdu.

Çağımızın önde gelen bale otoritelerinden olan ve İngiliz Kraliyet Balesi’nin (o dönemdeki adıyla SADLER’S WELLS Balesi’nin) yöneticileri arasında bulunan Dame Ninette de Valois Ankara ve İstanbul’daki ilkokulları gezerek çocukların bedensel yapılarını ve yeteneklerini incelemiş, ve bale okulunun alt yapısını hazırladı.

1947’de tekrar Türkiye’ye gelerek incelemelerde bulanan ve bir rapor hazırlayan Ninette de Valois, daha sonra yayımladığı anılarında o günler için şunları söylüyordu: “Bu işe atılışımı herkes Binbir Gece Masalı’na benzetti; gerçekte benden başka kimse bu işi ciddiye almadı.” Valois, karşılık beklemeden kendini bu işe adamıştı. İstanbul’da Yeşilköy’deki bir yapı, bale okulu olarak hazırlanıyordu.

6 Ocak 1948’de resmen açılan Yeşilköy Bale Okulunun yöneticiliğine, Sadler’s Wells’in kurucularından öğretmen Joy Newton, Londra Kraliyet Dans Akademisi’nden Audrey Knight ise eğitmenliğe atandı.

Okulun ders programı, o zamanki adıyla Sandler’s Wells olan İngiliz Kraliyet Balesi örnek alınarak hazırlanmıştı.

6 Ocak 1948 yılında açılan Yeşilköy Bale okulunun, 1950 Mart ayında yürürlüğe giren bir yasayla Ankara’daki konservatuvarı desteklemek ve sağlam bir sanat geleneği oluşturmak amacıyla, Ankara’ya taşınmasına karar verildi.

Böylelikle okul bünyesinde günümüz Türkiye’sinde bale eğitiminin çekirdeğini oluşturan öğretmen, Koreograf ve dansçıları yetiştirdi. bir de bale bölümü kurulmuş oldu.

Yetenek sınavıyla öğrenci almaktadır. 4 yıllık lisans eğitimi veren konservatuvarda toplam 13 kadrolu eğitim görevlisi ve üniversite dışı kurumlardan gelen 30 dolayında ek öğretim elemanından oluşmaktadır.

1982 yılına kadar Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı olarak eğitim veren Ankara Devlet Konservatuvarı, aynı yıl Yükseköğretim Kurulu kapsamına alınarak Hacettepe Üniversitesi’ne bağlanmıştır.

Kaynakça

1938-39 öğretim yılından itibaren müzik öğretmeni yetiştirme işlevini “Gazi Orta Muallim Mektebi ve Terbiye Enstitüsü” bünyesinde Alman müzisyen Eduard Zuckmayer gözetiminde kurulan üç yıl süreli Müzik bölümüne bıraktı.Uzun yıllar Eduard Zuckmayer tarafından yönetilmiştir.1982 yılında Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi bünyesine katılmıştır.Önceki yıllara ait hikayesi Musuki Muallim Mektebi başlığı altındadır

Ankara Askeri Müzik Okulu

  Okul ilk olarak 23 Kasım 1831 tarihinde İstanbul’da “Müsika-i Hümayün” adı altında kurulmuştur. 1922 yılında “Makam-ı Hilafety Müzikası” adını almıştır.

      1924 yılında Atatürk’ün direktifiyle İstanbul’dan Ankara’ya taşınmış ve “Riyaset-i Cumhur Musiki Heyeti” adı altında yeniden teşkilatlanmıştır.

      Okul, 1930-1939 yılları arasında Mızıka Gedikli Sınıfı, 1939-1952 yılları arasında “Askeri Mızıka Ortaokulu”, 1952-1959 yılları arasında “Askeri Mızıka Astsubay Hazırlama Okulu” 1959-1974 yılları arasında “Askeri Mızıka Sınıf Okulu” adları altında faaliyetlerine devam etmiş, 1974 yılında “Mızıka Astsubay Hazırlama Okulu” adını almıştır.

      1985 yılında bünyesinde AStsubay Hazırlama Okulu ile Sınıf Okulunu barındırarak “Silahlı Kuvvetler Mızıka Astsubay Hazırlama ve Sınıf Okulu” adı ile Meslek Lisesi statüsüne kavuşmuştur.

      2003-2004 eğitim-öğretim yılından itibaren Hazırlama Okulu, Meslek Yüksek Okulu ve Sınıf Okulundan oluşan bir yapıya kavuşarak “Silahlı Kuvvetler Bando Okulları Komutanlığı” adını almıştır.

      2004-2005 eğitim-öğretim yılından itibaren Sınıf Okulu lağıv edilmiştir.

      2006 yılında K.K.EDOK K.lığına bağlanan okul, EDOK Komutanlığının yeniden teşkilatlanması kapsamında 2007 yılında K.K.EDOK Okullar Komutanlığına bağlanmıştır.

Kaynak:

http://www.kkk.tsk.tr/okullar/bando_okullari/myo/brosur/tanitim_brosuru.html

Atatürk’ün Müzik İlkeleri Doğrultusunda Yapılan Çalışmalar

Atatürkün belirlediği müzik ilkeleri doğrultusunda yapılan çalışmaları ve sağlanan gelişmeleri şöyle sıralayabiliriz.

* Türk halk ezgileri derlenmiş, notaya alınmış ve yayımlanmıştır.

* Bu eserleri seslendirmek ve yorumlamak için orkestıralar ve korolar kurulmuştur.

* Müziğimizde yeni bir kavram olan çok seslilik kullanılmaya başlanmıştır.

* Halk ezgilerinin, batı tekniği ile çok seslendirme çalışmaları yapılmıştır.

* Aynı ezgilerimiz, çağdaş tekniklerle işlenerek özgün eserler bestelenmiştir.

* İlk türk operası olan Özsoy Operası Ahmet Adnan Saygun tarafından bestelenip sahneye koyulmuştur.

* Türkçe operalar sahneye konulmuştur.

* Geleneksel Türk halk müziği,geleneksel Türk sanat müziği ve çağdaş çok sesli Türk müziği alanlarında değerli sanatçılar ve öğretmenler yetiştirilmiştir.

* Çeşitli üniversitelere bağlı fakültelerde müzik bölümleri açılmıştır.

* Çeşitli müzik guruplarımız yurt dışında düzenlenen festivallere katılarak büyük başarılar elde etmişlerdir.

* Ülkemizde, uluslar arası özelliğe sahip bir çok müzik festivali düzenlenmektedir

<

Exit mobile version